26 Şubat 2010 Cuma

bazen



napsan olmaz bazen,
yazlık bir isim bulup guzel bir semte konuslanırsın.tüm çağrışımlarını zorlarsın sayfiye insan dimağlarının.
sonra bir kar yağar yağmaz olası.
kapını bulabilenler:
-afedersiniz sahlep var mı? deyiverir.
biri fotoğrafını çeker,
olmayı hiç istemediğin bir şey olmuşsundur işte.

hatırladığın kadardır ya ...

25 Şubat 2010 Perşembe

ha bir de...

bak bir de bu var.
kandilmiş bugün.
umrunda olanlarınki mübarek olsun.

zaman ilerledikçe biraz karışıyor mu ortalık?
bir kaç gecedir bunu düşünüyorum.ne kadar kaybedebilir insan.terkettiğinin yerine bir şey koyar mısın her zaman?

en azından direklerinin arasına kurarsın çitlerini.
yani çitleri kaldırırsın, modaya uyup sosyal bir açılım uydurursun kendine jet mahkemeli.
o direkler kalır hep ama.senin oldukları için mi?hangi çitleri kaldırdığını unutma diye mi?

yani nihayetin de devam ediyoruz işte yürümeye.

22 Şubat 2010 Pazartesi

bana sorarsan

bana sorarsan pek bi numara yok hayatımda.geldiği gibi geçiyor olabildiğince şu sıra.çok hesabetmiyorum dolayısıyla.
bana sorarsan yalnız da kalabilmeli adam dediğin kişisel kalabalığının tam ortasında.
bana sorarsan aslında gürültülü yaşamalı insan bütün sessiz saatlerinin arasında.-sessizliğin gürültüsünü bilir misin sağır eder alışık olmayanı.-
bana sorarsan her şeyin  dengesini anlamalı,terazinin bi yanı ağır basmamalı yani.yok bu burcumdan değil , öyledir belki de.
bana sorarsan çok ta düşünmemeli üstüne, akışına bırakmalı işte.
yani bana sorarsan biraz sayıklamaya benziyor yaşamak -çok sağlama yapmadan konuşursun ya  kendinle.-
sahi sen konuşurmusun kendinle?
bana sorarsan herkes her zaman kendiyle konusur aslında karşısında başkası varsa da. oralarda birileri de yarım kalmış cümlelerine yüklemler bulur senin gürültünden.- sen ne dersen de, kendi devrik cümlelerine devşirme eylemler ararlar anlayacağın- hayatın kendisi kurallı gibi sanki, senin üzerinden kurallandırırlar başıboş gezintilerini.hesabını da sen verirsin sonuç olarak.
bana sorarsan ben doğaçlama yaparken başkasına kural koymak şirktir.laiksen fırsat eşitsizliğidir.komunistten zıkkımın köküdür.
bana sorarsan böyle olur işte...
yani işte;
bana sorma bi daha....

19 Şubat 2010 Cuma

hastasıyım

bu ara politika okumamıstım pek.yargı margı derken giriverdim farketmeden gene.politika mı yapıcam.yok..korkmayın.
sadece bu neişolumbudevlet ülkesinde bazen hayatın tam ortası oluveriyor politika.buna benim doğulu duyarlılıgım ve ziyadesiyle hıyarlılığım eklenince -evet sırf kafiye olsun diye hıyarlı-lı-ğım dedim.- böyle köşe yazısı kılıklı bir şey çıkıyor bazen.
bana sorarsanız bi önermem filan yok aslında.her şey olması gerektiği gibi gelişiyor.neişolumbudevlet olgunlaşıyor.sakalları batıyor öpüşürken mesela.
O zaman napmak lazım, bilemiyorum o da öpüştüğü insanın problemi aslında.
ben tokalaşır uzarım aga.zaten ziyadesiyle hassas bi cildim var.

o diil de bi ilhan irem vardı, noldu ona?
(tolga'ya selam okumasa da)...

16 Şubat 2010 Salı

uzak ihtimal

-klara'ya söyleyecek misin bugün?
-korkuyorum
-sebep?
-daha zamanı değil...

7 Şubat 2010 Pazar

 
yaşamak dedi, tek marifetiniz.biraz özen gösteriniz...
 
 
Copyright © hastasiyimyarattiginalemlerin
Blogger Theme by BloggerThemes Design by Diovo.com
Free Hit Counter